Fikri Ve Mülkiyet Hakları Araştırması
Fikri ve mülkiyet hakları, basit haklar olarak tanınmasına rağmen, bu tür işlerle alakalı bireyler veya firmaların, fikri haklar ile ilgili bilgi sahibi olduğu kabul edilir. Kişilerin düşünce ve fikirlerini korumaya almak olarak tanımlanan fikri ve mülkiyet hakları, son yıllarda çok daha fazla önemsenir bir hale gelmiş olup, bireylere ait bu konularda yer alan haklar arttırılmaktadır. Çok önceleri korsan yayın ve sanat eserlerinin izinsiz olarak kullanımı gibi konular en çok gündemde yer alırken, günümüzde bu durum değişmiştir. Fikir ve sanat eserleri hakkında hassasiyet çok fazla artmış olup, bu tarz konulardaki bireylere ait haklar da düzenlenmiştir.
Telif ve Tescil Hakları Nasıl Oluşur ?
Sanat eserleri ve düşünce veya fikrin, ilk kez öne sürülen bir projenin korunması ile ilgili devlet tarafından yürütülen en önemli yaptırımlardan birisi telif ve tescil hakkıdır. Bireylerin düşünce, fikir ve projelerinin saklanıp korunması için oluşturulan telif ve tescil hakları, küçük farklarla birbirinden ayrılır. Telif hakkı doğrudan ortaya çıkar. Tescil hakkı ise bu düşüncenin devlet veya anayasa tarafından tescillenmesidir. Korsan veya çalıntı durumlarıyla karşılaşma endişesi taşıyan kişiler, ürettikleri yeni düşünce ve fikirleri bu şekilde güvence altına alabilmektedirler.
Telif Hakkının Başlama Zamanı
Telif hakkı, tescil hakkından biraz farklı bir kavramdır. Bireylerin herhangi bir düşünce veya fikri ürettikleri an itibariyle kendiliğinden meydana gelen bir hak olarak tanımlanır. Bir proje, fikir veya eseri ilk kez ortaya atan bir birey, düşüncesini ortaya attığı andan itibaren ilgili düşüncenin telif hakkını da kazanmış farzedilir. Daha sonra oluşacak herhangi bir çalıntı ya da korsan olayında, birey ilgili düşünceyi kendisinin ürettiği hakkında devlete başvurup, dava ve tazminat hakkı isteyebilir. Dava ve tazminat talebi, eser ve düşüncelerin korunması için çok önemlidir. Aynı zamanda bu talep, sanatçı ve sanata emek veren diğer kişilerin de hakkını korumaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Fikri Hakları Korur
Fikri ve mülkiyet hakları, sadece Türk anayasası ve kurallarında içerisinde değil, genel olarak tüm dünyayı ilgilendiren İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi içinde dahi koruma altına alınmıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 27. maddesi içeriğinde, kendisine ait yeni bir düşünce, fikir veya proje ortaya atan kişilerin haklarının mümkün olduğu en iyi şartlarda korunacağına ve gerekirse devlet tarafından çeşitli yaptırımlar uygulanacağı konusuna karar verilmiştir. Böyle bir işlemin yapılarak fikri hakların koruma altına alınması, bu tarz konular hakkında kötü niyetli düşünen bireylere karşı caydırıcı özellikler teşkil etmektedir. Ayrıca ülke ve dünya çapında daha fazla bireyin, yenilikçi fikirler üretebilmesi adına bu konudaki tüm haklarının anayasa kapsamında garanti kapsamına alınması, kişilere güven hissi vermektedir.
Telif Hak Süresi Ülkeden Ülkeye Değişir
Bireylerin, yeni bir proje veya fikir üretme çabalarından kaynaklanan fikri ve mülkiyet hakları, telif hakkı süresi sürdüğü müddetçe muhafaza altına alınmaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde söz konusu telif hakkının süresi 50 ile 70 yıl arasında değişirken, ülkemizde ise bu süre 70 yıl olarak benimsenmiştir. Ancak belirtilen bu süre; fikri üreten firma, kişi ya da kuruluşa göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca fikrin ortaya çıkış suretine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, çalışma yapan ve yeni fikir ve projeler üretmeye çabalayan birey veya firmalar, telif hakkının süre ve şartları ile ilgili kapsamlı olarak araştırma yapıp, bu durumları değerlendirerek hareket etmelidir. Aksi takdirde verilen emek ve yapılan işler boşa gidebilir ve araştırma da sonuçsuz kalabilir.